Anlamsız oluyor işte bazen herşey. Hiç bi anlamı kalmıyor yaptığın işin, çalıştığın formun, desenin, onu heyecanla bekleyen sahibinin.
Bi haber geliyor bilmem kaç km ötelerden, 36 kez hayata 20'li yaşların başından bakıp 36 kez utanıyosun hayatına devam edebildiğin için. Ben o yaşlardayken ile başlayan cümle kuruyosun içinden, cinsiyetimden sebep ömür boyu muaflığını bi yana bırakarak. Ben o yaşlardayken, en fazla 1 yıl kaybedebilirdim hayatımdan. Sevdiklerimi daha az görürdüm o kayıp yıl içinde. Ama görürdüm. O da yeteri kadar dersi veremezsem. Benim elimdeydi çalışmak ya da çalışmamak.
Bi ton şey geçiyor hepimizin aklından, kimi yazıyor, kimi yazıp yazıp siliyor. Kimi kalakalıyor. Çünkü edilen en duygu yüklü kelime bile yetmiyor ne hissettiğimizi anlatmaya. Çünkü anlatılmaz yaşanır ancak. Ancak anlatılabilseydi de yaşanmasaydı oysa. Hiç bir kelam karşılamıyor o-tu-z al-tı ço-cu-ğun, o ca ğın bi anda yıkılışını.
İnsan neler yapıyor böyle. Neler yapabiliyor. İnanılır gibi diil. İnanmak için korkunç sebepler arıyoruz. Korkunç olan sebep diil aslında, sonucun tekrar tekrar öldürerek yaşanıyor olması.
Bi kaç güne, keşfetlerde bayraklar cenazeler görünmez olucak. O aileler acılarıyla yaşamaya devam edecek. Ömürleri boyunca. Bizler utanarak unutmaya. Bi kaç gün içinde. Beslenme rutinimize dönmemiz gerekecek bi kaç gün içinde , acıkıcaz çünkü. Anasayfa’da biri gözlerini kaçırarak paylaş tuşuna basacak, zil çalacak. Yeniden işimize paylaşımlarımıza döneceğiz. Ben de. Çünkü, ben de Pavlov’un köpeğinden fazlası diilim.
Zeliş